11 Aralık 2008 Perşembe

Sergey Mihayloviç Ayzenştayn


Sergey Mihayloviç Ayzenştayn, sinema sanatına çok önemli katkıları bulunan SSCB'li yönetmendir. Potemkin Zırhlısı adlı filmi, dünya sinema çevrelerince yapılan değerlendirmelerde "bütün zamanların en iyi filmi" olarak nitelendirilmiştir. Sinemanın günümüzde üstün bir anlatım gücüne erişmesinde onun filmlerinin ve düşüncelerinin payı büyüktür.
Letonya'nın Riga kentinde doğan Ayzenştayn çok küçük yaşlarda Fransızca, Almanca ve İngilizce öğrenmişti. Mühendislik Enstitüsü'nde öğrenim gördü. Güzel sanatlara olan eğilimi nedeniyle mimarlık kurslarını da izledi. Bu arada çizdiği resim ve karikatürler dergi ve gazetelerde yayımlanıyordu.
1918'de katıldığı Kızıl Ordu'da afişçilik, dekoratörlük, tiyatro yönetmenliği ve oyunculuğu yaptı. 1920'de ordudan ayrıldı ve daha önce kazanmış olduğu tiyatroculuk deneyimlerine dayanarak İşçi Tiyatrosu'nun yönetmeni oldu. Yenilikler denemeye koyuldu. Bu arada sinema okuluna da giderek yönetmenlik dersleri aldı. Bir oyunda çarpıcı bir etki yaratmak amacıyla oyun arasında gösterilmek üzere kısa bir film yaptı. Sonuç oldukça başarılıydı. 1924'te çektiği "Grev" filminden sonra kendini tümüyle sinemaya verdi. Hemen ardından 1925'te Potemkin Zırhlısı adlı filmi çekti. Filmin konusu Rusya'nın tarihinde çok önemli bir olay olan 1905 Devrimi ve onun kanlı bir biçimde bastırılmasıydı. Filmde profesyonel oyunculara pek rol verilmedi. Filmin oyuncuları, bir zırhlı savaş gemisinin mürettebatını canlandıran sıradan kişiler ve Odessa kentinin insanlarıydı. Üstelik o dönemin koşulları gereği film sessizdi. Ama çok etkileyici bir film olduğu için değerinden bir şey yitirmeden günümüzde de zevkle izlenmektedir.
1927'de "Ekim" adlı filmi çekti. Bunu 1929'da çektiği "Genel Çizgi" adlı film izledi. Ama bu filminin adını hemen sonra "Eski ve Yeni" olarak değiştirdi. Aynı yıl Avrupa'ya, ertesi yıl da ABD'de gelişen sesli sinemayı incelemek üzere bu ülkeye gitti. 1931'de
Meksika'ya geçerek orada "Yaşasın Meksika" filminin çekimine başladı. Çalıştığı film şirketi filmin çekilen bölümlerini başka filmlerin arasında kullanınca, Ayzenştayn çalışmasını yanda bırakarak ülkesine döndü. 1932'de "Bejin Çayın" filmini çekerken hastalandı ve bu yüzden film tamamlanamadı. Ayzenştayn, bu döneminde sinemanın kuramsal sorunlarına ağırlık verdi ve Devlet Sinema Enstitüsü'nde öğretmenlik yaptı. 1938'de ünlü Rus kahramanı Aleksandr Nevski'nin yaşamını konu alan bir film çekti. Araya II. Dünya Savaşı'nın girmesine karşın 1940'ta çalışmalarına başladığı Korkunç İvan adlı, başlangıçta iki bölüm olarak tasarladığı büyük filminin birinci bölümünü 1944'te, ikinci bölümünü 1946'da tamamladı. "Korkunç" takma adıyla anılan ünlü Rus Çan IV. İvan'ın yaşamını anlattığı filmin görüntüleri hayranlık uyandıracak kadar güzeldi. Ayzenştayn bu filmde, siyasal iktidarla ilgili düşüncelerini de ortaya koyuyordu. Filmin ikinci bölümü uzun süre yasaklandı. Ayzenştayn, Korkunç İvan'ın üçüncü bölümünü çekerken sette geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.
Ayzenştayn çok başanlı film yönetmenliğinin yanı sıra, kurgu, ses ve görüntü alanında sinemaya önemli yenilikler getirmiştir. Filmlerinde sürekli bir hareket vardır. Kurgu konusunda geliştirdiği yöntemler ve filmlerindeki uygulamalar her zaman yönetmenler için bir ders, bir örnek niteliğindedir. Filmlerinin senaryolarını kendi yazdığı gibi, filmin her planının desenlerini çizer, tasarımını yapardı. Sinema konusundaki düşünceleri, ilk kez ABD ve İngiltere'de yayımlanan Film Duyumu {The Film Sense; 1942), Film Biçimi {Film Form; 1949); SSCB'de Rusça yayımlanan, öğrencilerinin derlediği Bir Sinemacının Düşünceleri (1956) ile Sinema Dersleri (1957) adlı yapıtlarında yer aldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder